Hamam böcekleri, muhtemelen üniversal olarak en çok nefret edilen böceklerden biridir. Yerde karşılaştığımızda kaygımızı bir nebze bastırarak haykırmamayı başarsak da, uçarken gördüğümüz hamam böcekleri karşısında neredeyse hiç talihimiz yoktur. İngilizce’de halk ortasında kullanılan “Everybody gangsta until the cockroach starts flying” (“Hamam böceği uçana kadar herkes gangsterdir”) söylemi de buradan geliyor.
Yaklaşık 300 milyon yıldır buralarda olan bu canlılar, evrimsel olarak da hayli başarılılar. Pek çok insan; başları olmadan bir hafta, yemek yemeden bir ay yaşayabilen ve çalışan bir mikrodalga fırının içinde etkilenmeden durabilen, beden tartılarının 900 katına kadar kuvvete dayanabilen hamam böceklerinin, bir nükleer felaket durumunda çeşidimizi ve muhtemelen tüm çeşitleri geride bırakabileceğine inanıyor. Süregelen bu inancın bir kısmı da Hiroşima ve Nagazaki’deki atom bombalarının akabinde her yerde hamam böceklerinin dolaştığı istikametindeki söylentilerden kaynaklanıyor.
Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi mühendisleri, İspanya – Valensia’daki IEEE Sensör konferansında arama kurtarma böcekleri üzerine bir araştırma sundu. Gayeleri, hamamböceği orduları kullanarak, enkaz altında kalan insanları bulmak ve kurtarmak. Takım bu siborg hamamböceklerine “biyobot” ismini veriyor.
Bilim insanları, “Amacımız yüksek duyarlıklı mikrofonlarla donatılmış biyobotlar kullanarak değerli seslerle -örneğin yardım isteyen insanların sesiyle- değersiz sesleri -mesela bir borudaki sızıntı- ayırt edebilemek .Önemli olan sesleri ayırdıktan sonra, mikrofon dizilerine sahip biyobotlarla sesin geldiği yeri tam olarak belirleyebiliriz.”
Siborg hamamböcekleri sırtlarındaki paketler sayesinde, sesin geldiği tarafa yönlendirilebiliyor. Bilim insanları, böceklerin afet bölgesini terk etmesini önlemek için de bir tıp görünmez bariyer geliştirmiş. Bu sayede böcekler, sırtlarındaki güneş gücüyle çalışan mikrofon sistemini şarj etmek için ışığa yöneltilebiliyor.
Kaynak: populerscıense/ evrimagacı